İstanbul Kemerburgaz’da 1 Mart Cuma akşamı saat 23.30 sıralarında Mithatpaşa Mahallesi Davutpaşa Caddesi’nde meydana gelen kazada 3 ATV motoru ile gezmeye çıkan Oğuz Murat Acı (29), Tahsin Arslan (23), Süleyman Arslan (21), Hasan Topal (25) ile İbrahim Gümüş (27), motorlardan birinin arızalanması üzerine emniyet şeridinde durmuştu. O sırada aynı yönde seyir halinde olan 16 yaşındaki T.C.‘nin idaresindeki cip, emniyet şeridinde bekleyenlere çarparak sulama kanalına düşmüştü. Kazada Oğuz Murat Acı olay yerinde hayatını kaybederken, Tahsin Arslan, Süleyman Arslan, Hasan Topal, İbrahim Gümüş yaralanmıştı.
Kazadan hemen sonra cip’i kullanan T.C isimli çocuk, annesi yazar Eylem Tok‘u aramıştı. Olay yerine giden Eylem Tok, oğlunu alarak 2 Mart’ta sabaha doğru saat 04.00 uçağıyla Mısır’a kaçırdı. Eylem Tok’un, yardım isteyemesinler diye yaralıların cep telefonlarını da çaldığı iddia edilmişti. Türkiye’nin gündemine oturan kazanın basında yer almasının ardından anne Eylem Tok, üst üste kamu vicdanını yaralayan açıklamalarda bulundu.
AILENİN AVUKATI İLK KEZ KONUŞTU
Oğuz Murat Acı’nın ailesinin avukatı Hacı Orhan, bugün Çağlayan adliyesinin önünde konuyla ilgili basın açıklama yaptı. Avukat Orhan, daha önce oğlunun yurtdışına kaçırıldığından haberi olmadığını söyleyen ünlü estetik cerrahı baba Bülent Cihantimur‘un da olaydan haberdar olduğunu, Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götüren kişilerin baba Cihantimur’un çalışanları olduğunu ve bu nedenle baba hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.
“ANNENİN AÇIKLAMALARI ACILARI ARTIRMIŞTIR”
Kazadan sonra olay yerine giden annenin yapmış olduğu ihmaller ve açıklamaların müvekkillerinin acısına acı kattığını kaydeden avukat Hacı Orhan, müvekkillerinin tek taleplerinin, suçluların bir an önce adalete teslim olması ve yargılanması olduğunu söyledi. Yaralılardan biri olan müvekkilinin, olay yerinde telefonunun elinden alındığını söylediğini aktaran avukat Orhan, “Telefonu elinde alınan yaralılar kimseyi arayamıyorlar. Oradan geçen bir vatandaşın, yaralılardan birisine gidip ‘kimi aramam gerekiyor, var mı aklında bir numara’ diye sorması üzerine yaralı müvekkilimiz, diğer yaralı olan arkadaşını gösteriyor ve ceketindeki gizli cepte olduğunu söylüyor. Bu şekilde müvekkilimizin babası aranabiliyor” diye konuştu.
“OĞUZ YAKLAŞIK BİR SAAT BOYUNCA YARDIM BEKLEMİŞ”
“Olaya karışan kişiler tarafından ve çarpan çocuğun annesi tarafından telefonları götürüldü. Yaralılar bu süreçte yardım çağrısı yapamadı” diyen avukat Orhan, görgü tanıklarından birinin, yaşamını yitiren Oğuz Murat Acı ile konuştuğunu, olay yerine gittiğinde halen hayatta olduğunu, yaklaşık yarım saat, bir saat boyunca yardım beklediklerini ve Oğuz’u hayatta tutmaya çalıştığını aktardığını belitti.
“ANNE, İHMAL YOLU ILE KASTEN ÖLDÜRME SÜRECİNİ BAŞLATTI”
Avukat Orhan, açıklamalarının devamında, “Anne, ihmal yolu ile kasten adam öldürmeye kadar girecek olan bir süreci başlatmıştır. Şu an delil karartma amacıyla oğlunu yurt dışına kaçırmış. Ne yazık ki hanımefendi bugün dinlediğim kadarıyla ‘Ben kimsenin yaralı olduğunu bilmiyordum. Kimsenin orada öldüğünü bilmiyordum. Ama oğlumu kaçırmak istedim’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Eğer orada olayın vahametini görmemişse acaba neden çocuğunu kaçırma isteği duymuştur?” dedi.
“ANNE TEK BAŞINA KAÇIRMADI. BABA DA OLAYIN İÇİNDE”
Yurt dışına kaçırma olayından babanın da haberdar olduğunu söyleyen avukat Hacı Orhan, “Bugün burada olmamızın bir sebebi de yeni öğrendiğimiz bir gelişmedir. Gerek müvekkillerimize gerek bizlere o anda orada olan görgü tanıkları da bilgiler vermektedirler. Havaalanına suçlu anne ve çocuğu bırakan kişilerin, babanın iş yerinde çalışan kişiler olduğunu öğrendik. Baba, şimdiye kadar ‘Benim haberim yoktu. Annesi tek başına bu eylemi gerçekleştirdi’ diyordu. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu tamamen beraber karar verilen bir olaydır” ifadelerini kullandı.
“BABA HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”
Avukat Orhan, açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Siz bir anne olarak çocuğunuzu yurt dışına kaçıracak kadar bir tedirginlik hissediyorsanız bunu ilk çocuğumuzun babasıyla paylaşırsınız. Ve zaten havaalanında bırakanlar da babanın çalışanları olduğu için babayla ilgili şikayeti yapacağız. Anne, ne yazık ki trafik kazasıyla başlayan bir olayı adeta ‘ihmal suretiyle kasten adam öldürmeye’ kadar sürüklemiş ve hem müvekkillerimizin vicdanını hem de kamuoyunun vicdanına büyük zarar vermiştir. Yaptığı açıklamalar daha da zarar verici. Bir trafik kazası normal bir yargılamadır. Bugün dinlediğim kadarıyla anne ‘Ben oğlumun adil yargılanacağını düşünmüyorum. Ülke bana teminat versin, güvence versin, ben bu şekilde dönerim’ şeklinde bir beyanı var. Şimdiye kadar ‘Bugün döneceğim, yarın döleceğim’ diyen suçlu kişi ne yazık ki bugün devletimize güvenmediğini, adaletimize güvenmediğini beyan ederek ayrıca tarafları üzmüştür. Müvekkillerimizin tek bir talebi var; Suçluların öncelikle adalete teslim edilmesini ve alınabilecek en yüksek şekilde ceza almalarını talep etmektedirler. 27 yaşında gözü yaşlı dul bir anne ve bir çuçuk yaşındaki bir çocuğun feryadıdır bunlar.“